basındaki anlatım bozuklukları

    "Şoke olmak" efendim, bu salakça söz örneğinin doğrusu "şoka uğramak"tır.
    (01.02.2010 19:48)

vampircik sözlük

    Çok uzun zamandır havasını soluyamadığım diyarım. Ama hâlâ yalnızlar rıhtımına benziyor, birileri mi beddua etmiş buraya, yoksa çok mu sıkıyor?
    (01.02.2010 19:46)

köylüleri niçin öldürmeliyiz

    Son dizesi, şiirin ne anlatmak istediğini oraya kadar anlamayanların kafasına vurma amaçlıdır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban'da yapmaya çalıştığını çok daha açık ve pervasızca şiirde yapmış Şükrü Erbaş. Şiirlerle aram pek yoktur ama herhalde edebiyatımızın sosyal içerikli en iyi şiirlerinden birisidir.
    (24.12.2009 20:19)

facebook

    Üzerinde ciddi analizler yapılması gereken bir oluşum. İnsanlar neden kişisel bilgilerini, günlük hayatlarına ait ayrıntıları, ekledikleri fotoğraflarla "bu benim abim, bu canikom, bu pıtırcık.bu anneciğim, bu x, bu y" gibi özel hayatına dair kırıntıları başkalarına sunma ihtiyacı hissederler? Bir şekilde "Ben buradayım, işte görün, fark edin beni, benim kendi dünyam bu, bakın ne şirin" haykırışı mı facebook? Önceleri bloglar modaydı, ama onun bir mantığı vardı, belli konulardaki bilgilerin, birikimlerin aktarıldığı ortamlardı. İnsanların mahrem şeylerini bu kadar pervasızca paylaşmaları sanırım sadece yıllardır görüşmedikleri arkadaşlarını arayıp bulma isteğiyle açıklanamaz.
    (07.09.2009 12:20)

jean michel jarre

    oxygene ve equinoxe gibi unutulmaz albümleri ve albüm kapaklarıyla adını dünya müzik arenasında farklı bir alana kazımıştır.
    (15.07.2009 19:51)

dam üstünde saksağan vur beline kazmayı

    bir konuyla alakasız başka bir konu ya da söz söylendiğinde kullanılan cümle.
    (15.07.2009 19:49)

voyage au bout de la nuit

    şu an yarıladığım, asıl mesleğiyle meslektaşım sayılan Louis fedinand celin'e ait belki de yüzyılın en iyi kitaplarından biri. "savaş, anlamadığın ne varsa odur" cümlesi savaşa bakışını özetlese de o kadar katmanlı bir kitap ki... çürümüşlük, öfke, insanın kendi özünden vazgeçişi vs vs. insan ne kadar anlatmaya çalışırsa insanı o kdar zavallı hissettiren bir roman işte.

    "işin daha kötüsü bir önceki gün ve uzun süredir yaptıklarımızıın aynısını ertesi gün yapacak gücü nereden bulacağınızı bilememektir, bu ahmakça girişimler için, bu asla bir sonuca ulaşmayan binbir tasarı için, yıkıcı zorunluluktan kurtulma denemeleri için, her seferinde çuvallayan o denemeler için gerekli gücü nereden bulacağınızı, kaldı ki bunların hepsi yalnızca kaderin karşı konulmaz olduğuna, duvarın dibine düşmek gerektiğine kendinizi bir kez daha ikna etmenbiz gerektiğine yarayacaktır. her akşam, her seferinde daha eğreti, daha galiz olan bu ertesi günün kabusunu yaşayarak."
    (15.07.2009 19:44)

uluslararası türkçe olimpiyatları

    Demek ki neymiş? Emperyalizm denen şeyi kendimiz yaparsak o kadar da kötü değilmiş.
    (04.06.2009 19:43)

abdullah öcalan

    bu ülkedeki kürtlerin her sıkıntısını, acısını anlıyor ve paylaşıyorum. ama bu öcalan sevdası nedir anlamadım. yakalandıktan sonraki demeçlerini hiç mi hatırlamıyorlar, nasıl da ürkmüş, ağız değiştirmişti. devlete hizmete hazır olduğunu, aslında annesinin de türk olduğunu falan söylemişti. kapana kısılınca böyle dönekleşen kaç örgüt lideri vardır dünyada? o zalim saddam bile dik durmuştu ve yaptıklarından pişmanlık duuymadığını söylemişti. yaptıkları elbette yanlış şeylerdi, ama mesele bu değil, mesele iyi ya da kötü, verdiğin mücadelenin arkasında durabilmektir. nasıl bu adamı hâlâ lider olarak kabul edebiliyorlar? ve neden seçilen onca dtp milletvekili kendi halklarından çok öcalan'ın özgür olması gerektiği üzerine siyaset yapıyorlar. kürt meselesi bu adamdan mı ibaret? onu benimsemeyen kürtlerin olduğunu da biliyorum, ama galiba sayıları çok az. bu kadar insanın canının yanmasında parmağı olan bir insanla sorunun çözüleceğine inanıyorlarsa yazık!
    (08.04.2009 18:19)

masumiyet müzesi

    bana kalırsa orhan pamuk yazarlık kariyerinin zirvesine benim adım kırmızıyla ulaştı. beyaz kale, sessiz ev, kara kitap'la zirveye yaklaşmıştı ve benim adım kırmızı'yla noktalandı bu iş. bu noktadan sonra yaratıcılığı ve yazarlık kalitesi ivme kaybetti. cepten yemeye başladı. bu kitabı yazmasındaki amacı gerçekten çok merak ediyorum, buradaki konunun ve kullanılan proustvari uzun cümlelerin bu kitabı sıradan olmaktan kurtaracağını mı sandı bilmiyorum, ama kendi mütevazı edebi ölçütlerime göre "yaşlandın sen orhan bey!" demekten başka bir değerlendirme gerekmiyor.

    bu nobel, yazarlara pek yaramıyor, aynı şey, coetze ve g.garcia marquez'in de başına gelmişti.
    (08.04.2009 18:03)

barack obama

    onu bunu bilmem ama bush'un yerine obama, condoleezza rice'in yerine hillary clinton geldi, lanetli şeytan abd'nin bütün iticilliği kayboldu, yerlerde sürünen imajı tekrar dikeldi. bu işler bu kadar kolay mı ya!

    o değil, eskiden bush'un babası vardı, oğlu gibi svaşı seven bir adam, sonra barış güvercini bill clinton geldi, sonra adı batasıca george w. bush geldi, yine savaşlar, ölümler derken başka bir beyaz güvercin* obama. benim içim mi fesattır, ne?
    (08.04.2009 17:53)

urtiker

    efendim, bu ürtiker ya da halk rasındaki deyimiyle kurdeşen'in çıkış sebebini bulma ve ortadan kaldırma konusunda modern tıp ve alternatif tıp büyük bir acz içerisindedir. henüz bilimsel olarak kesin bir yargı değilse de birçok araştırma ve tecrübe göstermiştir ki bütün alt dallarıyla beraber ürtikerin en önemli ortaya çıkış sebebi, duygusal travmalardır. kronik olanına tutulana sabır ve anthistaminik tavsiye etmekten başka hal çare yoktur. kendi kendine geldiği gibi kendi kendine gider bir gün, ama bu geliş ve gidiş süreleri arasına yıllar girebilir.

    domates, çikolata, yumurta ve acı baharatları yediğiniz an hücrelerdeki histamin denen madde etkinleşir ve kılcal damarlardaki kan hücreleri damar dışına çıkarak deri altında birikir. kaşınır da kaşınır, kaşıdıkça da kızarır. anthistaminikler temel tedavi ilaçlarıdır, ama ürtiker ürtikerlikten çıkmışsa ve anjiyoödem denen ileri safhaya ulaşmışsa kortizon içerikli ilaçlara talim edilir hasta.


    ürtiker bir hastalık değildir, bu lezyonlar, vücuttaki başka bir sorunun belirtisidir. bu sorunu tespit etmek ise %99,99 gibi korkunç bir oranla mümkün değildir.

    siz siz olun üzmeyin tatlı canınızı.
    (08.04.2009 17:41)

güneşi gördüm

    açık söyleleyim, arkadaşların benden habersiz bana bilet alması neticesinde daha önce hiçbir filme karşı emsali görülmemiş ön yargılarla gittim filme. dile kolay, filmin yönetmeni olan adam, bir zamanlar alem buysa kral benim şarkısını seslendiren adamdı. evet, yılmaz güney'in sürü'sünden, yol'undan çok fazla aşırma vardı; ama neticede vasatın üstünde bir film ortaya çıkmış, kurgu ve oyunculuklar çok iyi ve en ilginci, kamera çok ustaca kullanılmış. hayretler içinde çıktım filmden. ee ne oldum dememeli, ne oolacağım demeli.
    (08.04.2009 17:28)

öğrenciye tebeşir fırlatmak

    tahammülünün son haddine gelmiş öğretmen eylemidir, fakat bu eylem çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlanır. fırlatılan tebeşir, hedefteki öğrenciye değil, onun arkasındakine, önündekine, sağındakine veya solundakine isabet eder ki, bu da öğretmeni daha fazla celallendirir.

    en güzeli de kendisine tebeşir fırlatılan öğrencinin hiçbir şey olmamış gibi yerdeki tebeşiri alıp öğretmene vermesidir. olay bu şekilde tatlıya bağlanır.
    (08.04.2009 17:22)

kemal kılıçdaroğlu

    kendisi bana ecevit'in karaoğlan olduğu zamanları anımsatıyor. anımsatıyor derken yanlış anlaşılmasın, biz o zamanlar portakalda vitamin denen cinsten bir garibeydik. fakat az önce bir internet sitesinde kendisisin chp'nin aldığı oyların üçte birini istanbul'da aldığını duyunca göz pınarlarım hareketlendi.* istanbul deyip de geçmemek lazım, orası akp'nin tohumlarından filizlendiği yerdir. chp'nin statükocu, dar çerçeveli bağnaz, halktan kopuk yapısından kurtulması için büyük fırsat. hadi deniz, bırak artık. noolursuuun!
    (30.03.2009 12:23)

sayfa: 1-2-3-4

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.